| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | social integration n. | sosyal bütünleşme | ||
|
We are all aware that employment is the best way of achieving social integration. Hepimiz istihdamın sosyal bütünleşmeyi sağlamanın en iyi yolu olduğunun farkındayız. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | social integration n. | sosyal entegrasyon | ||
|
The second strategy prioritised full employment, social integration and education for all, instead. İkinci strateji ise bunun yerine tam istihdam, sosyal entegrasyon ve herkes için eğitime öncelik veriyordu. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | social integration n. | toplumsal entegrasyon | ||
|
There is no better way for our fellow citizens to achieve social integration than by undertaking a professional career. Yurttaşlarımızın toplumsal entegrasyonu sağlamaları için mesleki kariyer yapmaktan daha iyi bir yol yoktur. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | social integration n. | toplumsal bütünleşme | ||
| Englisch | Türkisch | |
|---|---|---|
| Trade/Economic | ||
| Trade/Economic | support to the solution of economic and social integration problems n. | ekonomik ve sosyal entegrasyon problemlerinin çözümüne destek projesi |
